Fatih Mutlu Son Masaj Salonu Leyla

Fatih Mutlu Son Masaj Salonu

Şimdi yada daha sonrasında ne fark ederdi ki… Yaşamında ilk   Fatih Mutlu Son Masaj Salonu
kere dişiliğinin taze meyvesi bir erkeğin dudaklarıyla buluşmuştu. Önceden öpüşmüştü, bir erkeğin
organını dudaklarına değdirmişti fakat hiç dişiliğinin en mahrem yerine birini bu kadar
yaklaştırmamıştı. Bundan önce kıymetini fark etmediği bir yerine, büyük bir kıymet verilmişti ve ilk
kere ona alıcı gaslıyle bakan birinin karşısındaydı. Mine kendini farklı ve özel sezmek istemişti.

Küçük organına ve klitorisine değen dil darbeleri, küçük öpücükler hoşuna gitmişti.O yaşlarda genç kızların adamların karşısında daha zayıf bulunduğunu şimdi çok
daha iyi görüyordu. Merak ve karşısındaki erkeği mutlu etme isteği onun sınırlarını aşmasına sebep

olmuştu. Aslına bakarsanız bir gün düzgüsel olarak olacaktı bu.
Beraber olduğu
insanoğlunun parmağını dişiliğinin ufak deliğine sokmaya kalkışmasıyla irkilmişti.
“Bilmiyor musun? Ben bakireyim daha.”
Genç delikanlı parmağını çekmişti, bir taraftan da,

Fatih Mutlu Son Masaj Salonu

“Merak etme bir şey yapmayacağım. Bekâretin geride, bir tek ucunu değdirmek isterim,” diyerek  
erkekliğini Mine’nin el değmemiş dişilik meyvesine sürtmeye başlamıştı. Mine hem karşı koymak

istemiş bununla beraber yapamamıştı. Fakat bir yerden sonra canının acıdığını hissederek kendini geriye
çekmişti.
O vakasın ertesi günü bu yaşadıklarını tüm samimiyetiyle kız arkadaşlarına anlatmıştı. İşte bu vakailk kere bir jinekoloğa gitmesine vesile olmuştu. Kız arkadaşları Mine’nin bekâretini kaybedip
kaybetmediğini merak etmişlerdi.

Bu meraklarını gidermek için ondan habersiz buluşma almışlardı.
Kız dosttarı kendilerince büyük bir iyilik yapıyordu Mineye.

Doktor erkekti. Mine ilk ve son kez
bir erkek jinekoloğa o zaman görünmüştü. Kim bilir sonraki yıllarda bir totem şeklinde yine erkekjinekoloğa gitmemişti. Hekim kendisine bekâret zarının durduğunu yalnız üzerinde bir çentik bulunduğunu

söylemişti. Bir olasılık bir dahaki ilişkide kanayabilirdi fakat kanamama ihtimali de vardı. Mine de bunları
aynen kızlara iletmişti. Kızlar bu durumdan fazla endişelenmişti sanki. Mine ise bunu hiç
önemsemedi. Artık bu zamanda bu şekilde şeylere takılmamak gerekiyordu. Ertesi gün dört kız arkadaşı da
toplanıp onu çağırmıştı.